Yeni ürünler, süreçler, pazarlar ve iş yapmanın yeni yolları üzerine kesintisiz inovasyon yapmak, bir kuruluşun başarısı için gerekli üç faktörden biridir. Diğer iki başarı faktörü; kazanan bir kültüre sahip olmak ve sürekli pazarlamadır. Bu nedenle inovasyonun teşvik edilmesi bir CEO’nun en tepede yer alan sorumlulukları arasındadır. Aslında bu nedenle inovasyon her CEO’nun ajandasında ilk sıralarda yer alıyor. Ancak iş uygulamaya geldiğinde her şirketin aynı başarıyı gösteremediği görülüyor. Bunda pek çok etken mevcut. Okumaya devam et
Kategori arşivi: 8_Inovasyon
İnovasyon
İnnovasyonun dünyada gerekse ülkemizde geldiği noktayı da kendi bakış açımdan irdelemek istiyorum. Günümüz ekonomisindeki küresel rekabet, tüm acımasızlığıyla durmaksızın sürüp gidiyor. Tüm bu süreç yaşanırken rekabetin giderek kızışmasının, ekonomide gelişime, değişimlere, büyümeye, yeni iş alanlarını yaratmaya ve sosyal değişmelere neden olduğu biliniyor.
Bu gelişmeleri algılayamayan işletmeler, rekabette geride kalacaklarını, pazar paylarını yitireceklerini tüm bunların sonucunda da yok olacaklarını unutmamalılar.
Avrupa Birliği’nin 2010 yılında dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi olma hedefinin (Lizbon Hedefi) odağını ve yapısal reform stratejilerinin merkezini inovasyon oluşturuyor. AB, inovasyonu, “Avrupa için acilen ele alınması gereken ortak bir mesele” olarak tanımlıyor.
“İnovasyon, bu sürecin neresinde?” dersek yanıt olarak tam içinde ya da odak noktasında dememiz gerekiyor. İnovasyon kendi başına ayrı bir etkinlik değil. Bilim ve teknoloji etkinliğinin tüm süreçlerini kapsıyor.
Günümüz bilim ve teknoloji politikalarının odağında “inovasyon” kavramı var. “Ulusal İnovasyon Sistemimde, özünde ülkenin inovasyon sürecinde yetkinlik kazanmasına ve bu yetkinliği sürdürebilmesine yarayan bir sistem. “İnovasyon” kavramı da giderek farklı boyutlar kazanıyor. İnovasyonun, yeni bir buluş gibi anlaşılmaması ya da algılanmaması da gerekli. İnovasyonun farklı tanımları da olsa “değişik ve yeni bir şey yapma” ya da “yeni fikir” anlamına geleni seçmemiz sanırım doğru olacak. Keza ister “değişik ve yeni bir şey yapma” ya da “yeni fikir” olarak tanımladığımız yenilikleri; ticari yaşamın gereklerine uygun ürün ya da metada başarıyla dönüştürmeden bir anlam kazanamayacağını bilmemiz gerekiyor.
Örneğin IBM; inovasyonu, icat ile girişimci aklın kesişme noktası olarak tanımlıyor.
Ve bu kesişme noktasında ortaya çıkan inovasyon için, “Yeni endüstriler ve pazarlar yaratıyor. Verimliliği artırıyor, yeni iş alanları açıyor, karlılığı ve dolayısıyla refahı artırıyor, sosyal yaşam kalitesini iyileştiriyor” görüşünü ortaya koyuyor. Bilgi çağında yaşamanın ya da bilgi toplumunda yaşamanın bir gereği olan internet ve bilgi teknolojilerinin kullanımı dünyanın her yerindeki her ölçekteki işletmelerde ‘inovasyon’un gerçekleştirilmesine olanak sağlıyor.
Bu süreci iyi yöneten şirketler, işletmeler, inovasyonu başarmış olarak rekabette üstünlük sağlayarak rakiplerine karşı her alanda kazanç sağlamış oluyorlar. “Bu genellemeye göre ya da tanımlamaya çalıştığım ‘inovasyon’un ülkemizde ne denli önemi algılanıyor, üniversitelerimiz, bilim insanlarımız, araştırmacılarımız ya da mucitlerimiz, uzmanlarımız farklı ölçeklerdeki işletmelerimiz bu sürecin neresindeler?” diye sorguladığımızda asıl sorun o zaman ortaya çıkıyor.
Dünya Bankası’nın Türkiye’de ilk defa düzenlediği Yaratıcı Kalkınma Fikirleri Yarışması’nı kazanan Teknoloji Yönetim Derneği, “Eski Köye Yeni Adet Getirin!” adlı projesiyle inovasyon konusunda kültürel bir değişim başlatmayı hedefliyor.
“Ulusal İnovasyon Sistemi” dünyada son yirmi yıldır kullanılan bir terim ya da tanım iken ülkemizde ise henüz iki üç yıllık bir geçmişi var.
Ulusal İnovasyon Sistemi’nin ülkemizde de tanımının, politikaların benimsenmesi için inançla çaba gösterenlere destek olmak gerekiyor.
Eski köye yeni adetler getirerek, köylümüzün (işletmelerimizin) hayat standardını ve refahını artırmanın önemli yol ve yöntemlerden birinin inovasyonu ( yenilikleri) ticari yaşamın gereklerine uygun ürüne ya da metada başarıyla dönüştürmekten geçtiğini iyice bilmemiz öğrenmemiz gerekiyor.
İnnovasyon Sözlüğü
Bu sözlük, Avrupa Komisyonu’nun “Innovation and Technology Transfer” yayınıyla oluşturmaya çalıştığı sözlük başta olmak üzere çeşitli kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır. Bazı terim ve sözcüklerin sık sık karşımıza çıkan İngilizce karşılıkları parantez içinde verilmiştir.
· Araştırma tabanı (Research base):
Bir ülkenin veya bölgenin sanayisinin yeni bilgiye eriştiği üniversitelerini ve araştırma kurumlarını -akademik bilim ve teknoloji kaynaklarını- tanımlar.
· Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge):
Bilgi stokunu ve uygulamalarını artırmak amacıyla sistematik olarak yürütülen yaratıcı çalışmaları ifade eder. Temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme çalışmaları Ar-Ge kapsamında ele alınan faaliyetlerdir.
· Bilgi tabanı (knowlegde base):
Belli bir sanayi sektöründeki ilerlemelerin dayandığı bilgilerin toplamını ifade eder. Sadece yazılı (kodlanmış) bilgiyi değil, aynı zamanda yazılı olmayan (kodlanmamış) bilgiyi ve tesis ve ekipmandaki bilgiyi (üretim, kullanım, bakım, bilgileri) de kapsar.
· Bilgi varlığı (knowledge assests):
Bir şirketin kâr elde etmek, değer yaratmak, rekabet avantajını ve sürdürülebilir büyümeyi yakalamak için sahip olduğu veya sahip olması gereken, pazar, ürün, teknoloji ve organizasyona ait bilgilerin tamamıdır.
· Çekirdek sermaye (Seed capital):
Yeni kurulan şirketlere (start-up) kuruluşlarının en erken evresinde, genellikle fizibilite ve pazar araştırması çalışmalarını finanse etmek amacıyla sağlanan kaynaktır.
· En iyi uygulama (Best practice):
Belli bir alanda kabul gören lider konumundaki kuruluşların başarılarını ve yöntemlerini ifade eder.
· Fikri mülkiyet (Intellectual Property-IP):
Bir firmanın veya kişinin orijinal icatlarını ve bilgisini tanımlar.
· Fikri mülkiyet hakları (Intellectual Property Rights-IPR):
Ulusal veya uluslar üstü yetkili bir kurum tarafından, çoğunlukla patent, ticari marka ve endüstriyel tasarım için verilen fikri mülkiyetin özel kullanımı amacıyla tanımlanmış hakları ifade eder.
· Girişimcilik eğitimi:
Özellikle üniversite öğrencilerini ve araştırmacıları, kendi şirketlerini kurarak yeni bilgiyi ticarileştirmeleri amacıyla eğiten kurslardır.
· İnkübatör (kuluçkalık):
Yeni firmalara iş destek hizmetlerinin tek elden sağlandığı, genellikle üniversitelerde veya kamu araştırma kuruluşlarında kurulmuş mekânlardır. Sağlanan destek paketinde düşük kira ile ofis temininin yanında altyapı imkânları ile ofis desteklerinin sağlanması yer alır.
· İnovasyon Aktarım Merkezleri (İnnovation Relay Centres (IRC):
Avrupa genelinde kurulan, uluslararası teknoloji transferine destek sağlama konusunda uzmanlaşmış teknoloji aracı kuruluşlarıdır.
· İnovasyon harcamaları:
Ülkemizde de Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından inovasyon yapan firmalara uygulanmakta olan Avrupa Birliği’nin Topluluk İnovasyon Araştırması’nda da (Community Innovation Survey) tanımlandığı şekilde, bir firmanın inovasyon harcamaları şu kalemlerden oluşur: Firma içinde yapılan Ar-Ge; dışarıya yaptırılan Ar-Ge; ürün ve süreç inovasyonuyla bağlantılı makine ve ekipman; patent, lisans, endüstriyel tasarım ve eğitim alımı; innovasyonun pazarlanması ile ilgili harcamalar.
· İnovasyon Merkezi:
Genellikle inkübatör ile eş anlamlı olarak kullanılır; ancak, yüksek teknoloji şirketlerinin kuruluşlarından başlayarak inübötörlere göre çok daha uzun süre çatısı altında barındırır. Bir inovasyon merkezi, üniversite ve araştırma kurumlarından ayrılarak kurulmuş küçük şirketlere de ev sahipliği yapar. (Kaynak: UK Science Park Association)
· İnovasyon Sistemi:
İnovasyon faaliyetini destekleyen yerel, bölgesel veya ulusal ortamı ifade eder. Sistemde, firmaların yanısıra araştırmacılar, inovasyon finansmanı sağlayıcılar, iş destek hizmetleri ve programları ve tüm bu bileşenlerin etkileştiği ağlar yer alır.
· İnovasyon:
Yeni bilginin ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürülmesidir (Diğer tanımlar için tıklayınız).
· İnovasyonun finansmanı:
Yeni kurulan yüksek teknoloji firmalara (start-up) büyümelerinin ilk evrelerinde sağlanan tüm finansman kaynaklarını ifade eder. Finansman, çekirdek sermaye fonlarından, gayri resmi yatırımcılardan (girişimcinin arkadaşları, ailesi ve iş melekleri), bankalardan ve risk sermayesi fonlarından sağlanır.
· İnovasyonun yönetişimi:
Paydaşların (sanayi, tüketici, kamu yetkilileri, araştırmacılar) inovasyon politikasının tasarımı, uygulanması ve değerlendirilmesi sürecine dâhil edilmesiyle ilgili çalışma ve faaliyetleri ifade eder.
· İş Melekleri (Business angels):
Yüksek risk ve yüksek büyüme potansiyeli içeren firmalara kuruluşlarının çok erken bir döneminde yatırım yapan özel bir yatırımcı tipidir. İş meleklerinin kendileri de genellikle başarılı girişimcilerdir ve yatırım yaptıkları firmalarda iş konusunda sürekli danışmanlık yaparak ve yol göstererek değer yaratırlar.
· Kıyaslama (Benchmarking):
Performansın, gelişme amaçlı hedeflerin konmasıyla en iyi uygulamalarla karşılaştırılarak ölçülmesidir. ( Kıyaslama, firmalar tarafından örneğin kendi sektörlerindeki iş süreçlerine uygulanarak yapılır veya ulusal ya da bölgesel politika yapıcılar tarafından, örneğin yeni teknolojiye dayalı firmaların kurulması için sağlanan desteklerin karşılaştırılması ile gerçekleştirilir.)
· Küme (Cluster):
Yoğun bir etkileşim ile inovasyon faaliyetlerinin teşvik edilmesi amacıyla tasarlanan, belli bir bölge ve sektörde faaliyet gösteren büyük şirketler, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, üniversiteler ve/veya kamu araştırma kurumlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş gruplardır.
· Lineer inovasyon modeli:
Belli teknolojilerin üniversitelerden ve araştırma kurumlarından sanayiye transferini içeren fazlasıyla basitleştirilmiş (ve genellikle tercih edilmeyen) inovasyon yaklaşımıdır. Bu modelin yerini artık “sistemik inovasyon modeli” almıştır.
· Maddi olmayan/gayri maddi/elle tutulamayan varlıklar (Intangible assests):
Bir firmanın, çalışanları, çalışanlarının becerileri, bilgileri ve yaratıcılıklarından oluşan gerçek değerleridir. Bilgiye dayalı ekonomide temel zenginlik ve değer kaynaklarıdır.
· Ömür boyu eğitim (Lifelong learning):
Firmalarda gerçekleştirilen eğitimler de dâhil olmak üzere sürekli eğitimi ifade eder. Yeni teknolojilerin özümsenmesini hızlandıran önemli bir araçtır.
· Örtük/Yazılı olmayan bilgi (Tacit knowledge):
Henüz yazılı hale getirilmemiş, araştırmacıların ve şirket sahiplerinin/yöneticilerinin ve çalışanlarının sahip olduğu bilgiyi tanımlar.
· Risk Sermayesi (Venture capital):
Yüksek riskli, yüksek getirisi olan yatırımları tanımlar. Risk sermayesi fonları, yeni teknolojiye dayalı firmaların hızla büyümesi için gerekli bir araçtır.
· “Start-up”:
Yeni kurulmuş şirketleri tanımlar.
· “Spin-off/Spin-out”:
Bir üniversitenin veya kurumsal araştırma ekibinin bilgi ve becerilerini ticarileştirmek amacıyla kurulmuş yeni bir şirkettir.
· Sistemik inovasyon modeli:
İnovasyonun, pek çok kişi, kurum ve ortamda karmaşık ve sürekli bir etkileşim sonucu gerçekleştiği gerçeğini temel alan yeni inovasyon yaklaşımını ifade eder. Ar-Ge artık inovasyonun “kaynağı” olarak görülmemekte, ancak inovasyon için gerekli pekçok öğeden biri olarak algılanmaktadır.
· Teknoloji değerlendirmesi (Technology Audit):
Bir firmanın teknoloji varlığını ve gereksinimini değerlendirmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir.
· Teknoloji tabanlı firma (Technology-based firm):
Sadece yüksek teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren firmaları değil, aynı zamanda geleneksel imalat sanayi sektörlerinde ve hizmet sektöründe teknolojiyi kullanan firmaları tanımlar.
· Teknoloji Transferi:
Kuruluşlar arasında teknolojinin ve bilginin lisans alımı, pazarlama anlaşmaları, ortak geliştirme anlaşmaları, eğitim veya personel değişimi yoluyla transferini ifade eder.
· Teknoloji Vadisi (Technology Valley):
Belli bir alandaki sanayi ve araştırma faaliyetinin oluşturduğu kritik kütlenin inovasyon temelli kendi kendine süründürülebilir bir ekonomik gelişmeye dönüştüğü, ulusal veya bölgesel bir politika ile desteklenen geniş ölçekli bir kümeyi (cluster) ifade eder. Silikon vadisi, teknoloji vadisine klasik bir örnektir.
· Teknopark/Bilim Parkı/Teknopol/Araştırma Parkı (Technopark/Science Park/Technopole/Research Park):
Ana amacı, hizmet sağladığı şirketlerde ve bilgi-tabanlı kuruluşlarda inovasyon kültürünü yaymak ve rekabet güçlerini artırarak bulundukları bölgenin refah düzeyini yükseltmek olan, konusunda uzman profesyoneller tarafından yönetilen yapılardır. Bir teknopark, bu amaca ulaşabilmek için üniversiteler, Ar-Ge kurumları, şirketler ve pazar arasındaki bilgi ve teknoloji akışını harekete geçirip yönetir; inkübatörler ve “spin-off”lara destekler sağlamak yoluyla inovasyona dayalı şirketlerin kurulmasını ve büyümesini teşvik eder ve yüksek kaliteli çalışma alanı ve imkânlarıyla katma değeri yüksek hizmetler sunar. (Kaynak: International Association of Science Parks)
· Ticarileştirme (commercialization/exploitation):
Araştırma projelerinin sonuçlarının, araştırmacıların kendileri veya diğer bir geliştirici grubu (girişimci, firma, vb) tarafından pazarlanabilir ürün veya hizmetlere dönüştürüldüğü süreçtir.
· Yeni Teknolojiye Dayalı Firmalar (New technology-based firms-NTBF): Elektronik, yazılım ve biyoteknoloji gibi alanlarda faaliyet gösteren, kısa süre önce büyük firmalardan veya büyük araştırma merkezlerinden ayrılarak kurulmuş küçük firmalardır.
· Yenilikçi firma:
Ülkemizde de Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından inovasyon yapan firmalara uygulanmakta olan Avrupa Birliği’nin Topluluk İnovasyon Araştırması’nda da (Community Innovation Survey) tanımlandığı şekilde, faaliyetinin son üç yılında, yeni veya gelişkin ürün, süreç veya hizmetler geliştirmiş ve pazara sürmüş firmaları ifade eder.