Kategori arşivi: 7_Marka Yönetimi

Şirketlerin sağlığını hangi kriterlerle ölçelim?

Bir şirketin stratejisinin etkinliğini değerlendirmek İçin, sadece şirketin mali sağlığı değil, aynı zamanda stratejik sağlığı üzerinde de durulmalıdır. Bir şirketin mali sağlığı, mali sonuçlar kullanılarak kolaylıkla ölçülebilir. Ancak bu sonuçlar bir şirketin sadece geçmişine dair iyi birer göstergedir, geleceğine dair değillerdir. Bir geleceğini doğru biçimde değerlendirmek için, bu göstergelerin ötesine geçmeli ve şirketin stratejik sağlığına dair göstergelere bakmalıyız. Bu göstergeler arasında bazıları: Okumaya devam et

Müşteri ölçümü

Şu eski “ölçülen şey iyi yapılır” sözü hâlâ doğru, “ödüllendirilen şey iyi yapılır” demek daha da doğru. Bu nedenle, hedefler, ölçüm ve ödüller müşteri işletmesinin çıkış noktası olarak ele alınmalıdır.

Yanlış performans göstergeleri, mantıksız bir performans hedefi ya da (çalışan, müşteri, finans ve gelişim faktörlerini ölçen) dengesi kötü bir “dengeli skor kartı” işletmeyi yanlış yönlendirecektir. Stratejik kararlar yanlış kriterleri temel alacaktır; yatırımlar en iyi sonuçları getirmeyecektir; çalışanlar hedefi tutturmakta başarısız oldukları için motivasyonlarını, yatırımcılar ise şirkete duydukları güveni kaybedecektir.

Doğru şeyleri ölçüt aldığınızda doğru kararlar verebilirsiniz, insanlar ve kaynaklar yüksek geri dönüş sağlamak açısından en iyi yerlere odaklanmış olur ve herkes ödüllerden payını alabilir. Okumaya devam et

Marka Stratejisi Oluşturmada 7 Önemli Başlık.

Marka stratejiniz şirketinizin amaçlarına uygun şekilde oluşturulmalıdır çünkü marka stratejisi olmadan işiniz eninde sonunda tersine gidecektir.

Marka stratejisi ürün veya hizmetinizi; nasıl, ne zaman ve kime ileteceğinizi belirler. Açık ve net bir marka stratejisine sahip olmak, geniş kapsamlı bir marka değeri (insanların ürününüzle ilgili ne hissettikleri veya ürününüzü nasıl algıladıkları ve onu almak için ne kadar istekli oldukları) yaratmanızı sağlar.

Marka stratejisi elinizle dokunamadığınız bir şey olsa da, etkin bir güçle sıradan markaları birbirlerinden ayıran, o tarif edilemeyen unsurun ta kendisidir. Birçok pazarlamacının bilimden ziyade bir sanat olarak gördükleri bu unsuru idare edebilmenize yardımcı olmak için şirketinizin çok uzun yıllar ayakta kalmasını sağlayacak kapsamlı marka stratejisi konusunu yedi ana başlıkta ele alabilirsiniz. Okumaya devam et

Marka değeri oluşturmak.

Tüm iletişim, algı yönetimi ve anlam oluşturma çabaları markanın tüketicinin gözünde değerini artırmak için.

Klasik stratejik planlama döngüsü markamıza şu soruları sormamızı önerir:

  • Neredeyiz? Mevcut durumun fotoğrafını çekelim.
  • Neden bulunduğumuz yerdeyiz? Çekilen fotoğrafta daha önce görmediğimiz bir bilgi var mı, onu bulalım.
  • Nerede olabiliriz? Marka için bir yol çizelim. Geleceğini şekillendirecek bir vizyon yaratalım.
  • Oraya nasıl ulaşabiliriz? Hangi strateji ve taktiklerle, hangi medya mesajları ve araçlarla hedefimize ulaşabileceğimizi belirleyelim.
  • Hedefimize ulaşıyor muyuz? Şimdiye kadar yaptığımız pazarlama iletişimi çalışmaları acaba yerine ulaşmış mı? Satışları, bilinirliği ve itibarı artırmış mı anlayalım.

Bu temel sorulara cevap bulduğunuzda, markanız için ana çerçeveyi oluşturacak bir stratejiye sahipsiniz demektir. Okumaya devam et

Marka olmanın taşlı yolları…

Son günlerin moda kelimesi: Marka. Büyük, küçük her turlu firma marka olmak icin fikirler üretiyor. Bu fikirlerin bazılarını da firmalarında hayata geçiriyorlar. Fakat görünen o ki marka olmak hiç de kolay değil. En önemli sorun ise, firma sahiplerinin birkaç ay icinde marka olacaklarını sanması. Marka olmanın uzun soluklu bir maraton olduğunu gözden kaçırmalarının büyük zararlara sebep olduğunu sonradan anlayabiliyorlar.

Büyük firmalar bu yolda ekipler kuruyor, danışmanlar tutuyor, yeri geliyor binlerce doları bu uğurda harcayabiliyor. Sonuca bakıldığında çoğunun yaptığı marka çalışmalarının boşa gittiği görülecektir. Ülkemizde marka çalışmalarında dünya çapında başarılı olmuş kuruluş şayisi bir elin parmaklarını geçmez. Bundan dolayı, firmalar birçok marka çalışmasını sonraki bir zamana atmakta ve yerli pazarda marka olmak icin harekete geçmektedirler.

Marka olabilmek icin, yani bu uzun maratonu koşabilmek icin kuruluşumuzun ilk gününden itibaren hatta firmanıza koyduğunuz veya koyacağınız isimler birlikte marka çalışmasına başlayabilirsiniz.

Dünyaca bilinen ve marka olmuş Sony firması bu ismi firmalarına koyarken günlerce duşunmuş ve dünyanın her tarafında rahatça söylenebilmesini ve akılda kalabilmesini sağlamak icin Japoncamda güneş anlamına gelen Sony ismini firmalarına koymuşlardır. Bu ismi düşündükleri sırada bile dünyaya açılmak ve isimlerini marka yapmak fikri ile hareket ettiklerini gözden kaçırmamak gerekir.

Marka çalışmasının önemli basamaklarından biri de planlamadır. Planlama, marka olmanın temelidir. “Ben yaparım olur” dendiği zaman marka sizin icin hayal olmuş olur. Planlama, şirketin kurulusundan sermaye hareketlerine, firma altyapısından, hammadde satın alımına, personel ihtiyacının belirlenmesinden, lojistik ihtiyacına kadar çok geniş bir alanı icine almaktadır. Marka olmak icin pazar yapısının durumu çok önemlidir. Pazarda sizin ürününüzden varsa ve urun pazarda olgunluk seviyesine ulaşmışsa satışlarınız istediğiniz gibi olmayacak ve bir sure sonra sizin ürününüzde piyasadan ufak silinecektir. Burada önemli olan yeni ve bilinmeyen bir urun mu pazara sunuyorsunuz yoksa piyasada bulunan çeşitli firmaların ürettikleri bir urunu mu pazara sunuyorsunuz. Yeni ürünün avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Yeni urunun avantajı yeni, doymamış bir pazar ve sinirsiz müşteri avantajı. Dezavantajı, urunun bilinmezliği, kullanım yararları veya zararlarıdır.

Pazar yapısının önemini belirttikten sonra, ele alınması gereken en önemli konu, marka olmaya giden yoldaki anahtar olan firma çalışanlarıdır. Firmaya hizmet eden bir diğer tanımıyla iç müşteri de dediğimiz firma çalışanları marka olmanın en önemli ayağıdır.

Ancak en iyilerle çalışan firmalar, marka olabilirler. Depocusundan, kapıdaki bekçisine kadar her çalışan isinin hakkini vererek profesyonelce düşünür ve yasarsa, sizleri en yükseğe çıkarabilir. Üst yönetiminde desteğiyle, çalışanlara verilen özgüvenle, takim

Çalışmasının firma icinde benimsetilmesiyle, ortak yasam, ortak basarî ve ortak basarîsizlik kavramları benimsetilerek en yukarıya çıkma hareketi başlayabilir. Buna en güzel örnek ve herkesin çokça kullandığı örnek Galatasaray örneğidir. 2000 yılında Galatasaray UEFA Kupası’nı aldığında en iyi çalışanlar, en iyi yöneticiler, takim çalışması ile Galatasaray’a marka kapısını açmıştı. Daha sonra çalışanların transferleri yani en iyi çalışanların takımdan gitmesi, en iyi yöneticilerin takımdan ayrılısı sonucu Galatasaray dünyada çok değil, 4 yıl icinde eski durumuna gerilemişti ve artik o marka bilinirliğini kaybetmişti. Örnekten de görüleceği gibi her kurulusun en önemli hazinesi öz kaynaklarıdır. Bunları yapınca marka olur muyuz? Maalesef hayır.

Marka olmak icin sizden hizmet alan ve sizin kapsamınız icinde bulunan firmaların, kişilerin tutumu da bunu etkileyecektir. Bu tutumlar eksi yönde de olabilir, artı yönde de olabilir. Fabrikanızdan dünyanın her yerine mal yolluyor olabilirsiniz ve ürettiğiniz mal dünyanın en kaliteli urunu de olabilir ama fabrika atıklarınız çevreyi kirletiyorsa ve yakındaki halkın sağlığını tehdit ediyorsa sizin marka koşunuz başlamadan bitecektir. Marka olmak icin sosyal sorumlulukta halkın yararına olabilecek faaliyetlerin de icinde olmanız gerekecektir. Yapılan bu faaliyetlerin duyurulması ve ayrıca yapılacak reklâm çalışmaları urunun ve firmanın tanıtımı acısından önemli adımlar olacaktır.

Marka olmuş firmalara bakıldığında iki önemli kavram göze çarpmakta. İlki inovasyon dediğimiz Türkçe karşılığı yenilik olan kavram. Bu özellikle teknolojinin hâkim olduğu sektörde sırca görülmekte. İkinci önemli kavram, kalite. Kalite hayatin tam orta noktasında oturmuş ve her şeye yon veren durumunda.

Para = Kalite. Paranız yoksa kaliteniz de aksayacaktır, yenilik de yapamayacaksınız.  Uzun vadede kaliteniz yoksa elde edilen gelirde düşecektir. Kalitesiz urunu kimse kullanmak istemeyecektir.

Sonuç olarak marka olmak isteyenlerin öncelikli olarak yapması gereken kendilerini iyi tanımaları ve yapılması gerekenleri planlamalarıdır. Burada tavsiye edebileceğimiz SWOT analizidir. Bu analiz sayesinde güçlü, zayıf yanlarınızı görüp fırsat ve tehlikeleri değerlendirebilirsiniz. İkinci husus olarak, en iyi çalışanları bulmanız mümkün olmayabilir. Bunun icin yapılması gereken, çalışanları sürekli ve disiplinli bir şekilde eğitmektir.

Uçuncu husus, reklâm ve sosyal sorumluluk çalışmalarıdır. Bunun icin de gerekli yerlere gerekli miktarlarda israfa kaçmadan çalışmaların yürütülmesi gerekir. Binlerce dolarlık arabalara ve yatlara yatırılan paralara bir gün ihtiyaç duyabilirsiniz.

Dördüncü adim ve Son adim sıradanlıktan kurtulun tek bir üründe uzmanlasın. Yaptığınız isi geliştirmenizi, farklı sektörlere dalıp kendi isiniz dışında bilmediğiniz sektörlere girip zamanınızı ve paranızı boşa harcamamanızı tavsiye ediyorum. Yurtiçi pazardan artik yurtdışına doğru acilim yapın dünyanın her tarafına ürününüzü tanıtın yurtdışına mal satın, bunun en kolay yolu internet dünyası. Internet sitelerinizi güncelleyin ve sitelerinizi dünyaya acın, İngilizce, Rusça, Arapça, Fransızca gibi dilleri ekleyin.

Dünyaya açılmaktan korkmayın, dünya sizden korksun.