Kendinize zaman ayırın

Yaşadığımız kısır döngüyü yenebilmek için iyi dinlenmeli ve enerji kaybı yaratan nedenleri ortadan kaldırmalıyız.

Zaman… Bazen geçmek bilmeyen, bazen de su gibi akan zaman…Hayatta en fazla değer verdiğimiz unsurlardan biri olan zaman. ..Darlığıyla. bolluğuyla bizi peşinden sürükleyen zaman. Bolluğu ile rahata erdiren, yokluğu ile canımızı okuyan zaman… Acaba yeryüzünde zamana karşı mücadelede yara almadan galip çıkmak kaç kula nasip olmuştur? Hele bu mücadele bir de büyük şehirde ise? Özellikle büyük şehirdi» yasayan insanların en büyük şikayetlerinden biridir zaman darlığı. Çoğumuz oradan oraya koşuşturup dururken gün boyu zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmayız. Zaten zamanın nasıl geçip gittiğinin farkına vardığımız anda aksam olmuş demektir. İş böyle olunca bu kez stresin yanı sıra, zaman darlığının üzerimizde yarattığı olumsuz etkilere göz atmakta fayda var diyerek iki satır karalamaya koyuldum.

Belki size şaka gibi gelecek bence ama zamanla mücadelenin ilk yolu iyi dinlenebil-mektir. Günler günleri, haftalar haftaları kovalarken bir bakıyoruz ki koca bir yılı geride bırakmışız. Sonuç ortada! Çoğumuzda feci bir yorgunluk. Feci bir bitkinlik! “Başımı kaşıyacak zamanım bile yokken dinlenmeye nasıl zaman ayıracağım?” diye düşündüğünüzü hisseder gibiyim. Teorik olarak dinlenmenin en doğal hakkimiz olduğunu kabul etsek de, nedense is gerçekten dinlenmeye gelince kendimize zaman ayırmaya bir turlu fırsat bulamayız.

BU KISIR DÖNGÜYÜ NASIL YENEBİLİRİZ?

Kısır döngüyü yenebilmemiz için dinlenmek için zaman ayırmanız gerektiği kanısındayım. İyi dinlenebilmek için de enerji kaybının nereden kaynaklandığını belirlememiz gerekir. Uykusuzluk, sevmediğimiz işlerle uğraşmak, fazla va da az yemek yemek, düzensiz iş saatleri (gece vardiyaları falan) enerji kaybına neden olan nedenlerden sadece bir kaç tanesi. Özellikle kış aylarında iyice azalan enerjimize sahip çıkmayı öğrenmeliyiz. Vücut yorgunluğu kadar beyin yorgunluğu da yabana atılmamalıdır. Bu nedenle de beyin jimnastiği ile beynimizi eğitebiliriz. Beyin gelişimine yatırımda bulunmakta her zaman fayda var! Örneğin yorgunluk hissettiğimiz anlarda her isi bir kenara bırakıp kısa sureli de olsa dinlenmeye gayret edebiliriz. Ama böyle bir olanağımız yoksa bizi çok yoran isi bir sure bir kenara bırakarak, daha eğlenceli ve daha az dikkat isteyen bir isle uğraşarak da beynimizi dinlendirme fırsatı bulabiliriz. Hani o gazetedeki bulmacalar var ya… ünlumı pabucunu dama atmakta pek acele etmesek diyorum. Beynimizin gelişmesine ne kadar çok katkıda bulunursak o kadar kardayız demektir. Bol bol okuyun, yazın, çizin. Şarkı söyleyin (sözlerini hatırlamasanız bile mırıldanın). Yeni fikirler edinmek değişik insanlarla tanışmaya gayret edin. Hava soğuk olsa bile arada bir açık havada tur atin. Çikolatadan, şekerden uzak dıırıın. Belki bunlar size garip gelecek ama inanın bu tur egzersizler enerji kaybınızı engellediği gibi enerji depolamanıza da yardımcı olacaktır.

Enerji kaybının defterini dürdükten sonra sıra “Vücudumuzu acaba nasıl iyi dinlendirebiliriz?” sorusuna yanıt bulmaya gelmiştir. Vücudumuzu en iyi şekilde dinlendirebil-ınenin yolu deliksiz bir uykudan geçer. Eğer geceleri dakikalarca yatağın içinde donup duruyorsanız hemen yataktan çıkın. Sürekli “Acaba saat kaç ki” deyip saate bakmayın. Uyuyamıyorsanız kitap okuyun, televizyon izleyin, bir bardak sıcak süt için ve uykunuz gelmeden yatağa girmeyin. Yatmadan hemen önce çay. kahve gibi deliksiz uyku uyumanıza engel olacak şeylerden mümkün olduğu kadar uzak durun. Kafeinli içeceklerin yaııi sıra uyku ilacından da uzak durmaya özen gösterin. Yararından fazla zararı olan bu ilaçlar vücut sağlığı kadar psikolojinizi de olumsuz yönde etkileyeceğini göz ardı etmeyin. Yatak odanızın loş ışıklı ve gürültüden uzak bir oda olmasına elinizden geldiğince özen gösterin. Cep telefonlarınızı yatağa girmeden önce kapatın. Unutmayın; uyku vücudun en büyük gıdasıdır.

Hepimizin hayatı, yaşadığımız deneyimler ve zorluklar da farklı olsa da şurası bir gerçek ki hepimiz yasayan canlılar kategorisinde benzer bir yapıya sahip olduğumuz için kendimize gereken özeni göstermek zorundayız. Bu özeni göstermediğimiz surece sonucun ne olacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Kaynak: Salesmax

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.