İş dünyasında herkesin iş yapma kuralları farklıdır

Asla, başkalarının da sizin kurallarınıza göre davrandığını düşünmeyin. İş hayatını yürütenler kurallara göre hareket edenlerdir. Haklısınız, iş hayatında çok sayıda hırsız, yalancı, dolandırıcı ve düzenbaz vardır. Bu kişiler, genellikle davranışlarını o anlık kişisel çıkarlarına göre değiştirirler.Yine de, iş hayatında çoğunlukla kurallara göre oynamaya çalışılır. Sorun, herkesin kuralının farklı olmasıdır. Futbol ve voleybol gibi oyunların oyuncuları şanslıdır. Oynayacakları oyunun kuralları değişmez biçimde saptanmıştır. Herkes, oyundaki her durumda, hangi kuralın geçerli olduğunu iyi bilir. İş hayatındaki insanlarsa o kadar şanslı değildir. Yaptıklarımızın çoğunu kapsayan evrensel bir kural yoktur. Bazı sigortaların, ticaret odalarının hizmetlerinden yararlanmaktayız.

Aynı zamanda arz ve talep kanunumuz, mahkemelerimiz, her çeşit yazılı sözleşmemiz, yönetim prensiplerimiz var. Ama bunlar iş denen oyunun sadece belli bölümlerini kapsar. Günlük, yüz yüze çalışmalarımızda kişi olarak izleyebileceğimiz bir kural, kabul edilen bir çalışma tarzı yok. Yine de insanların bu günlük iş ilişkileri, birlikte çalışmaları, mücadele ve rekabetleri, iş dünyasının o karmaşık yapısının temel taşlarını oluşturur.

Elbette iş hayatında herkesin kabul ettiği bazı temel kurallar vardır.
Örneğin, herkes temel kural olarak dürüstlüğü kabul eder. Hemen hemen herkes, kendini dürüst görür.  (Dürüst olmadığını itiraf eden pek az kişi, herhalde aralarında en dürüst olanlarıdır). Yine de hepimiz dürüst olmayan işler yapıp, davranışlarımızı haklı göstermeye çalışırız. Amacımız bu temel kurala karşı çıkmak değildir. Sadece kuralı biraz eğeriz. Nereye kadar ve hangi yöne eğdiğimiz, kişisel davranış tarzımıza ve duruma göre değişebilir, Sizin yaptıklarınız bana göre dürüstlüğe sığmayabilir. Benim davranışlarım sizi çileden çıkarabilir. Yine de hepimiz, bu oyunu kendi kurallarımıza göre oynarız. Durup düşünseniz, nasıl siz başkalarının kurallarıyla oynayamazsanız, başkalarının da sizin kurallarınızla oynamasına imkân olmadığını anlarsınız.

İş dünyasında de, kuralları bir birinkinden tamamen farklı dünya milyonlarca kişi olacaktır. Bütün kanıtlar tersini gösterse de, iş hayatında pek çok kişi, başkalarının da kendi kurallarına göre oynadığını sanır. Çok yanlış bir tuzaktır bu. Sonuç olarak, pek çoğu hoş olmayan sürprizlere karşı açık ve zayıf kalırlar.
Bu mantıksız varsayım şöyledir: “Falanca filancaya şunları şunları yapmayı düşünmeyeceğime göre, falanca filanca da bana bunları yapmayı düşünmez.” Sonra o kişi, sadece o düşünmediğiniz işleri size en beklenmedik anda yapmakla kalmaz, hareketlerinde kendini tamamen haklı görerek zarara bir de hakareti ekler. İşte yine; onun kuralları, sizin kurallarınıza karşıdır.

Hayallerinize esir olmayın, ama iş hayatında bazılarının kirli oyunlar oynaması da sizi hayal kırıklığına uğratmasın. Bu, iş hayatının gerçeklerindendir. Kirli oyunlar ve temiz oyuncular vardır, temiz oyuncular bile sizin kurallarınıza göre kirli şeyler yapabilirler.
Bu gerçeğe, şu kurallara uyarak uyum sağlayabilirsiniz:
1. Birlikte iş yaptığınız kişileri kafanızda iki gruba ayırın. Oyunu kendi kurallarına göre oynayan çoğunluk ve tek kuralı kendi çıkarı olan azınlık. Bu ikinci grubu dikkatle izleyin. Onlardan gelecek her şeye karşı hazırlıklı olun.
2. Çoğunluk grubundaki herkesin kurallarını öğrenmeye çalışın. Onlara sormakla yetinmeyin! Size söyleyecekleri, uygulaması gereken kurallardır, gerçekte uyguladıkları değil. Tam tersine, davranışlarına bakarak, kurallarını keşfedin.
3. Kendi kurallarınızı gözden geçirin. Geçerli, yapıcı ve tutarlı olmalarını sağlayın. Kafanızda, daha iyisi kağıt üzerinde açıkça sıralayın. Kurallarınıza sadık kalın ama iyi bir neden görünce, değiştirin.
4. Çalıştığınız kişiler, daha kolay ve değişik prensipler benimsedi diye, kişisel inançlarınızla uzlaşmaya kalkmayın. İş hayatından elde edilecek en büyük memnuniyet, sadece kazanmakla değil, fakat, kendi kurallarınızla kazanmakla sağlanır.

Kendinize açık seçik iş kuralları saptamanın ve bu kuralları herkese duyurmanın büyük avantajları vardır. Bu avantajlardan biri, insanların size güvenmeye başlamasıdır. Başkalarının güvenini kazanmak, başlı başına büyük değer taşır. Üstüne üstlük başkaları, saptadığınız kuralları öğrenince ve bunları uygulamadaki kararlılığınızı anlayınca, sizinle görüşürken ya da sizinle ilgili olan durumlarda, yine sizin kurallarınıza göre davranmaya başlarlar. Böylece, en azından bir sorunu çözümlemiş ve başkalarının hangi kurallar çerçevesinde çalıştığını öğrenmekten kurtulmuş olursunuz.

Özellikle bu işin en zor tarafı, uyacakları kuralların ne olduğunu saptayabilmektir. Aslında, kural diye bir şey yoktur. En azından, hiç biri hazır ve yerleşik değildir. Kendi prensiplerinizi bulup, mümkün olduğu kadar onlara bağlı kalmak zorundasınız.

Ama aklınızdan çıkarmayın, başkaları da sizin gibi günlük iş sorunlarının pratik gerçekleriyle, ahlâk ve ideallerini dengelemeye çalışmaktadır. İnsanlar sizin beklentilerinize cevap vermiyor, ölçülerinize uymuyorsa, biraz bağışlayıcı olun. Unutmayın, belki siz de onların ölçülerine uymuyorsunuz.

Kaynak: Richard Conarroe – Yönetimin Altın Kuralları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.